Kadının, ailesine ve çevresine karşı küçük düşürülmesi boşanma sebebi sayıldı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019 yılında verdiği bir karar nikahtan sonra yapılması için sözleşilen düğünün yapılmaması boşanma sebebi sayıldı. YHGK kararında; planlanan düğünün yapılmaması nedeniyle kadının ailesine ve çevresine karşı küçük düştüğü bunun ise Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma sebebi olduğu hüküm altına alındı.
Kararda; Düğün tarihi ve yerinin belirlenerek davetiyelerin de dağıtılmasına rağmen bildirilen tarihte düğünün yapılmamasını evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak kabul edildi.
Nikahtan sonra düğün yapılması Türk kültüründe gelenektir.
Düğün merasiminin Türk kültüründe gelenek olduğu vurgulanan kararda; Düğünün yapılmamasıyla davacının; evlilikte, eşine olan güvenini yitirdiği, evlilik birliğinin devamının davacıdan beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsıldığı belirtildi. Bu sebeple yapılmamasını evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açan eşin haklı olduğu ve tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olduğu ifade edildi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul 2019 yılında verdiği emsal kararda özetle şöyle denilmektedir: “Dava; evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılan ( TMK m.166/1 ) boşanma istemine ilişkindir. Somut olay incelendiğinde; tarafların 15.07.2010 tarihinde resmî nikahla evlendikleri, düğün törenini ise ilerde yapmayı kararlaştırdıkları, sonrasında dosya içerisinde bulunan ve davalının da inkâr etmediği düğün davetiyesi ile düğün tarihi ve yerinin belirlendiği, davacının yakınlarının düğüne davet edildiği ancak belirtilen tarihte düğünün yapılmadığı, tarafların da bu sebeple biraraya gelmediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, evlenmenin yasal şartı olmamakla birlikte düğün merasimi, Türk kültüründe bir nevi evliliğin ilanı niteliği taşıyan, ailelerin ekonomik durumları, toplumsal kökeni, eğitim düzeyi ve yaşadığı yere göre farklılık gösteren bir gelenek olup, somut olayda da tarafların bu geleneğin yerine getirilmesi konusunda mutabakatları bulunmaktadır. Ne var ki, davalının birtakım sebeplerle söz verdiği düğünü yapmaya yanaşmadığı, düğün tarihi ve yerinin belirlenerek davetiyelerin de dağıtılmasına rağmen bildirilen tarihte düğünün yapılmaması ve düğün için yapılan diğer tüm hazırlıkların sonuçsuz kalması sebebiyle davacı kadının ailesine ve çevresine karşı küçük düştüğü, bu suretle evlilikte eşine olan güvenini yitirdiği, evlilik birliğinin devamının davacıdan beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsıldığı tüm dosya kapsamı ile sabittir. Bu itibarla, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre tarafların boşanmalarına dair mahkemece verilen direnme kararı yerindedir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurul, T. 21.3.2019, Kaynak; Kazancı.com