Uygulamada karşılaşılan durumlardan biri de, bir icra takibinde kendisine henüz ödeme veya icra emri tebliğ edilmeden önce borçlunun itirazda bulunmasıdır. Aşağıdaki Yüksek Mahkeme kararı böyle bir durum için emsal olabilecektir:
“Borçluya gönderilen örnek 49 numaralı ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edildiği ancak, borçlu vekili tarafından takipten haberdar olunarak itiraz dilekçesinin dosyaya sunulduğu görülmektedir. Alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması isteminde bulunmasından sonra, mahkemece borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği için itiraz hakkının henüz doğmadığı, bu nedenle icra dosyasına sunulmuş geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceği açıklanmış ve itirazın kaldırılması isteminin reddedildiği tespit edilmiştir.
Dairemizin önceki içtihatları, icra mahkemesinin kararında yer verilen ve ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkının bulunmadığı yönünde ise de, sonradan oluşan ve usul ekonomisine de uygun olan yeni uygulamasında, (… alacaklının ihtilafı sürdürdüğünün…) anlaşılması halinde (örneğin borçlunun yeni adresinin tespitinin istenmesi veya adres bildirilerek takibin devam ettirilmesi gibi…) ödeme emri tebliğ edilmese bile itirazın geçerli olduğu görüşü benimsenmiş ve süreklilik kazanmıştır.
Somut olayda alacaklı, itirazın kaldırılmasını isteyerek çekişmeyi devam ettirdiğine göre, işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir (YARGITAY 12. Hukuk Dairesi, ESAS NO: 2004/12634, KARAR NO: 2004/16444)”