Kural olarak miras kalan mal üzerinde bütün mirasçıların kanuni miras hakkı vardır. Miras paylaşımı kanuni mirasçıların miras payları oranında yapılır. Ancak miras bırakan ölmeden önce mirasçılardan birine veya birkaçına adil olmayan bir paylaşım yapmış olabilir. Özellikle kızları mirastan mahrum etmek için erkek çocuklara tapu devri yapılması en çok mal kaçırma olaylarından biridir.
Muris muvazaası ve mirastan mal kaçırma davranışlarında murisin bu davranışının hukuki karşılığı Yargıtay kararları ile doldurulmuştur. Bir miras davasında miras avukatlığı yapan avukatın bilmesi gereken öncelikle mirastan mal kaçırmaya ilişkin güncel yargıtay kararlarıdır.
Muris muvazaası ve mirastan mal kaçırma ile ilgili yeni tarihli emsal bir Yargıtay kararında şöyle denilmektedir: “Miras bırakan tarafından davalıya çekişmeli taşınmaz temlik edilmiş buna karşın davacıya herhangi bir taşınmaz temlik edilmemiş olup dolayısıyla miras bırakandan oğluna satış yoluyla geçen taşınmazın intikalinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.” Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin T. 8.5.2013 tarihli kararı
Karara göre: bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, mirastan mal kaçırma ile ilgili adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır.
Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.” Denilmektedir.
Adil paylaşım halinde mirastan mal kaçırma yoktur.
Muris muvazaası ile ilgili emsal kararda: “Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.” Denilmiştir.
Murisin gerçek iradesinin araştırılmasına yönelik 2015 yılında verilmiş emsal Yargıtay içtihadı da uygulamadaki miras avukatlarına yol gösterir niteliktedir. Yargıtay 1. Hukuk dairesinin bir emsal kararının özeti şu şekildedir:
“Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Davacı tanıkları, murisin çocuğu olmadığı için ölümü halinde mirasçıların davalı eşini evden çıkaracakları endişesi ile temliki yaptığını bildirmişler, davalı tanıkları ise murisinden intikal eden taşınmazın satışından elde edilen paradan davalının miras payını aldığını, bu paranın murise verildiğini, karşılığında taşınmazın devredildiğini ifade etmişlerdir.
Miras bırakanın diğer mirasçıları ile bir ihtilafının olduğu da dosyaya yansımış değildir. Bu somut olgular yasal ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde murisin gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olmayıp, çocukları olmadığından ölümü halinde eşini güvenceye almak olduğu sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekir.”
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davaları miras davaları içinde en çok görülen davalardır. Bu miras davalarında da en çok kızların miras hakları ihlal edilmektedir. Kızların miras davaları mahkemelerde en çok görülen davalardır.